Mehmet Ömer Kazancı
23.1.2013 tarihinde bir Türkmen kasabası olan Tuzhurmatu’da gerçekleşen İntihar saldırısında şehitlerimiz arasında adı gibi özü ve sözü güzel bir edebiyatçımız da vardı. Mehmet Mehdi Bayat da vardı. Usta bir şair ve başarılı bir araştırmacı-yazar olan Bayat, değil bizim ortamda, Türk dünyasında da tanınmaktaydı. Azerbaycan, Makedonya, Türkmenistan, Türkiye gibi ülkelerde katıldığı konferanslar ve kongrelerde Türkmen edebiyatının aydın yüzünü yansıtmaya çalışmaktaydı. Sahip olduğu güçlü kalemi ve orijinal yazılarıyla her kesin beğenisini kazanmaktaydı. Bu yüzden aydınlar arasında Türkmen edebiyatı elçisi olarak tanınıyordu.
İçi kristal camı gibi şeffaf bir insandı Mehmet Mehdi Bayat. Kin nedir garaz nedir bilmez, kimseye nefret beslemezdi. Sessiz olduğu anlar yüzünün hazin çizgilerine dayanmak mümkün değildi. Oysa konuşurken etrafına neşeler saçardı. Şakacıydı, espri ve nükteyi severdi. Noktasıyla virgülüyle tastamam bir insandı. Her kesle samimi bir dostluğu vardı. Herkesi sevdiği gibi her kes tarafından sevilen bir candı. Acımız, güzel Memet’imizi kayıp etmemizden dolayı büyüktür. Ailesi ve edebiyatçılar camiasına başsağlığı diliyoruz..Mekanı cennet olsun..
Şehit Edebiyatçı Mehmet Mehdi Bayat’ın başyazarlığını yaptığımız Kardeşlik dergisinde yayımlanan yazılarından bir kaç örnek veriyoruz..
-Arap Yazarların Gözüyle Atatürk
-Kerkük Sevdalısı Azerbaycanlı Alim Qazanfer Paşayev
-Irak Türkmenlerinde Oğuz Han Destanı ve Bayat Oymağı
-Türkmenistan
-Türkmenistanlı şair Andelip ve onun Fuzuli’den yararlandığı yönler
– Türkmenistan’dan bir Bilgin:- Muratgeldi Söyegov
– Çağdaş Mısır Arap Şiirinde İstanbul: şairlerin kıralı Ahmet Şevki Örnek olarak
– Irak Türkmen edebiyatında (Haydar Babaya Selam) destanının yankıları
– VI. Uluslar arası Türk dili kurultayı için Irak Türkmenlerinde kalıplaşmış sözler
Mehmet Mehdi Bayat’ın şiirlerinden örnekler:
1/ Türkmenistan
gece gündüz yalnız seni özledim
göz açanı geçmişini izledim
kaç yıl oldu bu aşkı ben gizledim
sana sevgim çok derindir tam içten
gel gör beni ağlıyorum sevincten
geldim sana rindu şeyda sarhoşum
kanımdadır hiç tükenmez bu coşum
aşk, aşk diyor aşkabadım bu hoşum
ne mecnunlar, ne ferhatlar, kamberler
benim gibi aşk derdini bilerler
uğrunda ben cani feda ederim
tek aşkında ruzgar gibi eserim
rüyamda da seni görmek isterim
iste verim gözlerimin birsini
seni görmem, eğer versem iksini
bir güneşsin yurt üstünde doğarsın
bir şimşeksin karanlığı boğarsın
bir yağmursun türküstanda yağarsın
bir şarkısın men turkmenem turkmenem
dostuma dost duşmanıma yamanam
beni size çok bağlayan bu dildi
size geldım dunya bana verildi
dilim açtı zincirlerim kırıldı
kismet oldu bir gun çaldım felekten
size selam getirmişem kerkükten
kanatlandı nazik gönlum meraktan
kühne örgenç bak gelmişem uzaktan
adı yüksek başı dertli iraktan
uzat elin gözlerimden yaşı sil
ne derindir yaralarım sen de bil
tarihlerde kahramanlar yurdusun
dünya boyu yenilmeyen ordusun
inancımdır eğer benden sorursun
suyun kevser, cevher gibi toprağın
türkmen söyler dalğalanan bayrağın
sümerlerin kılıç kalem gülşeni
oğuzların at oynağı meydanı
aşkabattır medeniyyet vatanı
bu dunyaya burdan ışık saçıldı
ilmü irfan kapıları açıldı
anaw şehri bu dünyada sanın var
tarihlerde sümerlerden şanın var
övünmeye parlak yüzlü tanın var
işığına daldalanır uygarlar
nur yüzüne tarihlerde taparlar
bir milletiz yurdumuza hasretiz
temiz soylu bu dünyaya ibretiz
şanı yuksek yürekli bir milletiz
turkmen eli turkmencedi dilimiz
evel allah size bağlı bılimiz
nesimiler kucağında uyudum
fuzuliler diyarinda büyüdum
geldim içim kana kana bir yudum
ceyhun suyu andelibin elinden
şiir ötöm fuzulinin dilinden
çırpınırım başı kesik kuş gibi
titriyorum denizdeki coş gibi
aranızda gelir bana diş gibi
hayalmdir, rüyamidir, nerdeyim?
inan allah cennetteyim burdayım
oğuzhanın neslinden ben gelmişem
çok uludur tarihimi bilmişem
korkaklığı yüreğimden silmişem
bir tarihem herkes bana güvenir
bir destanam tarih benle bezenir
ak at ile gezdi bütün cihanı
pencesine sığdırdı hep dünyanı
tutsak etti necçe hanı sultanı
çinden mısıra, dönmeden bir an geri
oğuzhanlar kaydetti tum zeferi
adın sanın elmas gibi parlakti
uyğarlığın milletine dayağdi
nur yüzune tarihlerde müştaktı
gözden uzak bu milletin atılmaz
neler olsa, et tırnaktan ayrılmaz
türkmenlerdir o yiğidin hak sesi
mahtumkuli Andelib’in hevesi
bilmem neden sevdim molla nefesi
sevgisini sana verdi muhammed
başkan kurbankuli berdimuhammed
***
2/ ŞEHİTLERİMİZ ÖZGÜRLÜK BAYRAĞIDIR
Tüm Türkmen Şehitlerine ithaftır
Sakın üzme kendini ister isen bir ağla
şiven ise, yas ise soy kareyi al bağla
Kan coşarsa yüreğin ateş ol alev çağla
şehitliktir insanın en sevinçli düğünü
Allah’ına eriyor kim istemez bu günü
Türkmen eli elimiz içinde sevgi yaşar
Toprağını çözersen tuz yerine kan coşar
Sıcak kanlar kaynarken, kanımız haddin aşar
Söyler öcüm almazsan gözünde tuz duracak
Dünya boyu tarihler senden hesap soracak
Çaldın tarih kapsını kaçırmadın tadını
Al kan ile içinde yazdın Türkmen adını
Allah dedin eşittim narasın feryadını
Kol kanat kesilmezse hiç bar vermez bu ağaç
öz kanımı dökmezsem gerçekleşmez bu amaç
Bu milletin uğrunda al kanına boyansın
Bu şerefi her kimse ede bilmez kazansın
Göğsünü kalkan etsin kurşunlara dayansın
Ancak Türkmen gençleri bu şana layikdiler
Oğuz Hanın yoluna gönülden aşıkdılar
Zillete baş eğmedin şeref dedin şan dedin
Siz yaşayın ben ölüm millete kurban dedin
Ben canımdan vazgeçtim aç gözün yatan dedin
Alış veriş kim yapsa namusundan utansın
Parçalayan milleti şerefine bulansın
Sen hayatı kurtardın ölümün pencesinden.
sen milleti sakladın tarihin lekkesinden
Yıktın zulüm evini kaldırdın dengesinden
Hak alınır verilmez sen öğrettin millete
Sen haykırdın düşmana baş eğmerem zillete
Sen tanıttın dünyaya bu şehrin kimliğini
Sen hayata boş verdin bize verdin sevgini
Dedin silkin kardeşim yüreğinden sil kini
Bir kuş bir faka konsa ya ölür ya den alır
Koy beni öldürsünler yel kayadan ne alır
Aşkar ettin güneş tek biz kimiz Türkmen nedir
Hak nedir , millet nedir , kan nedir vatan nedir
Gecenin arkasından ağaran ak tan nedir
Bin canım yine canım sana kurban olaydı
Bu milletin uğrunda ((Aksu))lar kan dolaydı.
