Ana səhifə YAZILAR Yol, yokuş bitmez biliyor…

Yol, yokuş bitmez biliyor…

Müəllif: Bizim Yazı
432 baxış

 

 

Ayşe PASLANMAZ

/Türkiye/

 

 

 

 

KIRIM SÜRGÜNÜ

Sabah ezanında kapılar çaldı,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.
Ruslar tüfeklerle içeri daldı,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Önüne gelene dipçikle vurdu,
İnanılması zor senaryo kurdu,
Kırım Tatarlarının vatanı yurdu,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Tatar Türklerini meydana sürdü,
İtiraz edenler işkence gördü,
Zalimce insafsız bir kader ördü,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Hayvan vagonuna binerken durgun,
Kimsenin mecali kalmadı yorgun,
Yaşanan  soykırım kalplerde vurgun,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Sürgün treninin yürüdüğü an,
Geçmedi saatler, geçmedi zaman,
Kahrolsun Ruslar vermedi aman,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Trende yerleri nasılda dardı,
Yaşlılar çocuklar hastalar vardı,
Sürgün trenini çığlıklar sardı,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Gözleri bulutlu, ağlar niceler,
Dilde Allah adı söyler heceler,
Aydınlığı özler sisli geceler,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Son durak Urallar, Özbek çölleri,
Vatanları oldu  gurbet elleri,
Daha baharında soldu gülleri,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

Vatan özlemiyle diller anıyor,
Derinden derine yara kanıyor,
Cehennem ateşi sanki yanıyor,
Yüreklerde  sızı Kırım sürgünü.

Kırım’da mezarı kazınca derin,
Tamgalı Gök Bayrak altında serin,
Peri Kızı der ki gülleri verin,
Yüreklerde sızı Kırım sürgünü.

SARIKAMIŞ DESTANI

Ürperten tarih yazıldı,
Sarıkamış dağlarında.
Buzdan mezarlar kazıldı,
Sarıkamış dağlarında.

Gökten uzanır kökleri,
Gökkuşağının renkleri,
O kardelen çiçekleri,
Sarıkamış dağlarında.

Mehmet’in karla yarışı,
Titretiyor her karışı,
Osmanlı ve Rus savaşı,
Sarıkamış dağlarında.

Kalmadı ekmeği aşı,
Yanar yüreklerin başı,
Dökülür Türkün gözyaşı
Sarıkamış dağlarında

Kutsal yükseği, engini,
Şehitten almış rengini,
Çiçeklerin en zengini,
Sarıkamış dağlarında.

Soğanlı’da katar katar,
Nabızlar bir başka atar,
Binlerce kahraman yatar,
Sarıkamış dağlarında.

Yol, yokuş bitmez biliyor,
Kar, tipi, boran geliyor,
Ayaz bağrını deliyor,
Sarıkamış dağlarında.

Kuru ekmeği bölüyor,
Kurşun sıkmadan ölüyor,
Ölüm yüzlere gülüyor,
Sarıkamış dağlarında.

Okunuyor daim kuran,
Zikrediyor diller her an,
Ne bir feryat, ne bir figan,
Sarıkamış dağlarında.

Aslan Mehmet’im üşüyor,
Karlar üstüne düşüyor,
Şehitler ölmez yaşıyor,
Sarıkamış dağlarında.

Memleket aşkı kavurdu,
Düşman değil, tipi vurdu,
Şehitlerin asıl yurdu,
Sarıkamış dağlarında.

Fırtına yolu bağladı,
Acılar yürek dağladı,
Düşmanlar bile ağladı,
Sarıkamış dağlarında.

Kış şartları yolu kesen,
Deli rüzgârlarla esen,
Bin bir çiçek, bin bir desen,
Sarıkamış dağlarında.

Acıma acı katıyor,
Buzlar içinde yatıyor,
Kalpleri hâlâ atıyor,
Sarıkamış dağlarında.

…Ezelden yüzleri yunmuş,
Başına ay yıldız konmuş,
90.000 Mehmet’im donmuş,
Sarıkamış dağlarında.

Yazlık idi senin urban,
Koynunda bayrağa kurban,
Tarihteki bu acı an,
Sarıkamış dağlarında.

On beşliler nöbet aldı,
Kar tipi demedi daldı,
Şehidim kefensiz kaldı,
Sarıkamış dağlarında.

Türk askeri övünç demek
Coşku coşku sevinç demek
Anlatılmaz, kıvanç demek
Sarıkamış dağlarında.

Peri Kızı şehit olsa,
Cennetten bir müjde alsa,
Vatan için o da solsa,
Sarıkamış dağlarında…

AL BAYRAĞIM

Şehit kanı var renginde,
Al bayrağım dalgalanır.
Eşsiz emsaller içinde
Al bayrağım dalgalanır.

Vatanın her beldesinde,
Şarkıların güftesinde,
Bu toprağın sinesinde
Al bayrağım dalgalanır.

Uzak yakın yöresinde,
Ulusumun töresinde,
Şehitlerin gölgesinde,
Al bayrağım dalgalanır.

Güneş ay yıldıza vurur,
Oldukça görkemli durur,
Türkün alnındaki gurur,
Al bayrağım dalgalanır.
Asalet var havasında,

Soyluluğun davasında,
Kuşun bile yuvasında,
Al bayrağım dalgalanır.
Dalga dalga gelir sesi,

Bağımsızlık nişanesi,
Bayrakların şahanesi,
Al bayrağım dalgalanır.
Peri Kızı var her yerde,

Köyde, kentte ve şehirde,
Dimdik ve en ileride
Al bayrağım dalgalanır.

KAPADOKYA

Efsanelerin var, bin yılı aşkın,
Geçmişten bugüne, yol Kapadokya
Suyun Abıhayat, çağlayan taşkın,
Sonsuzluğa akan, sel Kapadokya.

İnançlı insanlar, korunmuş gelmiş,
Dağlardan ev yapmış, içini delmiş
Seni mekân kılmış, yüzleri gülmüş
Şefkatle uzanmış, el Kapadokya.

Sıra sıra vardır, güzel bağları,
Bir başka heybetli, yüce dağları,
Sevgiyle örülmüş, gönül ağları,
Muhabbetle dolu, dil Kapadokya.

Ününü çok duymuş dünyada herkes,
Gören hayretlerde, kesilmiş nefes,
İnan ki Ürgüp’te her şey çok enfes,
Burcu burcu kokan, gül Kapadokya.

Gün batar ufuktan, ne hoş izlenir,
Dağların ardına, tül tül gizlenir,
Ortahisar muhteşemdir, özlenir,
Beyazlar içinde, al Kapadokya.

Ne şehirleri var, altında yerin,
Oymalar işlenmiş, kayaya derin,
Derinkuyu’nun da,  toprağı serin,
Gezen turistlere, bal Kapadokya.

Doğa harikası, bir başka Zelve,
Göreme görene, eylerken cilve,
Kahve köpüğünde dans eder telve,
Gecenin koynunda, tül Kapadokya.

Avanos’ta çanak, çömlek yapılır,
Biter bitmez elden ele kapılır,
Her dinden orada Hakk’a tapılır,
Tarihi kuşatan, kol Kapadokya.

Eren canlar sanki bir sevgi seli,
Hacıbektaş’taki, o büyük Veli,
Nur arayanlara, uzatmış eli,
Sevgi ırmağından göl Kapadokya.

Yağmurlar yağarak, setleri arar,
Coşkun akarsular, toprağı yarar,
Bir ana kucağı, şefkatle sarar,
Sonsuz çınarlarda, dal Kapadokya.

Çok güzel, cennetten bir köşe sanki
Duygular yücelir, öyle bir an ki,
En büyük güzellik, sende inan ki,
Sürmeli bir kızsın, bil Kapadokya.

Peri kızı der ki, çok aşıkların,
Bir bitmez efsane o toprakların,
Büyülü atmosfer tüm ufukların,
Hep böyle muhteşem, kal Kapadokya.

You may also like

Şərh yaz

Layihə haqqında

Sayt Azərbaycan Respublikasının Qeyri-Hökumət Təşkilatlarına Dövlət Dəstəyi Agentliyinin maliyyə yardımı ilə hazırlanmışdır.

Saytın məzmunu

Saytın məzmunu Dünya Gənc Türk Yazarlar Birliyinin cavabdehliyindədir, Azərbaycan Respublikasının Mədəniyyət Nazirliyinin mövqeyini əks etdirmir.

Bizim Yazı©2024 – Bütün hüquqları qorunur.