Ana səhifə YAZILAR Türk Dil Kurumu Koçaklaması

Türk Dil Kurumu Koçaklaması

Müəllif: Bizim Yazı
498 baxış

 

 

Fazıl Hüsnü Dağlarca

(1914 – 2008)

 

 

 

ÇAĞRI

Ata’dan oğula dek
Geceleyin gürültüler duruca
Dört yana dağılır kocaman bir çağrı
Türk Dil Kurumu’nun görkemli yapısından
Divanü Lügat-it Türk’te.
Türerken yeni sözcüklerimiz
Bu senin yazmandır söylemendir
Yönündür
Bilincindir
Uygarlığındır
Özgürlüğündür
Bu senin yarınındır ey Türk genci

ORTAASYALILARIMIZ – 1

Gün ışıdı mı çıkar
Türkçe sözcükler dışarı
Türk Dil Kurumu’ndan
Varırlar yaban adları almış yerlere
Dururlar
Gözlerimiz görene dek

ORTAASYALILARIMIZ – 2

İşte giderler
Koridar’a geçenek sözcüğü
Viraj’a dönemeç
İstasyon’a durak
İmalathane’ye işyeri
Atelye’ye işlik
Plaj’a kumsal
Arşiv’e belgelik
Garaj’a taşıtlık
Gardrop’a giysilik
Mayo’ya denizlik
Rıhtım’a gemilik
Balkon’a çıkıt
Mezbaha’ya kanara
Mezarlığa gömütlük

Türkçenindir bu ülke
Çek git derler
Kulaklarımız işitene dek

SON GÜCÜMÜZ

Buraya dek dedi dağ taş
Çatladı sallandı koptu düştü
İçindeki yabancı sözcükler
Ulu savunmasında Türkçemizin
Duymuştu yediden yetmişe tek tek
Bütün Türkler
Başkasının sözcükleriyle
Artık soluk alamıyacaklarını
Dirilir unutturulmuş söz
Dirilir bilinçaltındaki direnç
Bağımsızlık savaşlarında dirilir
Ulusların yaşama eylemleri
Anımsıyor musunuz Sakarya Savaşı’nın en
karanlık yerinde
Birliklerimize katılan son ordu
Dalkılıç dalyürek dalağız
Anadilimizdi bizim

DEVRİMİ BÖYLE ANLAMAK

Türk Dil Kurumu’nu kurarken
Mustafa Kemal’in
Tek mutsuzluğu vardı
Türkçeyi sevdiğim
Daha Türkçe söyleyememek
Kimilerinin
Şimdi
Tek mutluluğu var
Türkçe’yi sevdiklerini
Daha Osmanlıca söylemek

İLKOKULLARDA

Sözcükleri bu koçaklamanın
O kuşlardır ki
Uçarlar doğarken güneş
Bütün ilkokullarımıza konarlar kent kent

Nerden mi biliyorum
İşittiklerimden:
Duymuyor musunuz çınlayan sesleri
“Ne bahtiyar Türklüğünü ifâde eden”
Demiyorlar da öğrencilerimiz
Tam Atatürk doğrultusunda
“Ne mutlu Türküm diyene” diyorlar

DİL’LE VAROLMAK

İstiklâl derken
Yok olur bağımsızlığımız bizim
Yok olur
Hürriyet derken özgürlüğümüz

UYUMAK

Dilin gözü
Uyanık değilse
Uyanamaz
Çağlarına, okumuşlarımız yazmışlarımız

ÜSKÜDAR

Atı alan
Üsküdar’ı geçmiş
Kimileri
Üsküdar’dan da geridedir
Attan da

SONSUZ

Dil yurttaşlığı
Yurttaşlıktan büyüktür
Sürüp gider o
Kişi öldükten sonra bile

DOĞRU YOL
Arı dil
Anlama eşitliği demektir
Anlama eşitliği
Yurttaşlık

AÇ ZENGİNLİĞİMİZ
Yoktur
Türkçesi olmayan sözcük
Ya unutulmuştur o
Ya anımsanmamıştır

DOĞRU ANLAMANIN NEDENİ
Soyları vardır
Sözcüklerin
Soy birliği olmadı mı
Anlam birliği olmaz anlatımda

İKİ DOĞRU
Ana
Çocuğu somutlar
Anadil
Çocuğun kişiliğini

KAYALARA OYDUĞUM YAZI
Suçludur
Çağın sözcüklerini aramak yerine
Bizi
Osmanlıca’yla bir daha uğraştıran

İNANÇ
Ekmek gibi yeseler de
Su gibi içseler de ülkümüzü bizim
Onları gerçeğe eriştirir bir gün
Bu ekmek bu su

TÜRKÇE KATINDA YAŞAMAK
Seslenir seni bana ‘sonsuz’
Der ki çoğal,
Der ki uzun mutluluğuna
Usun iyiliğin doğruluğun,
Bir bilinmeyenden bir bilinene dek
Türkçe, varolduğumuz.

Türkçe, nice desem seni,
Onca güzelim.
Görünmek derinleşmek,
Dolmak;
Seni düşünürüm düşünürüm, yarı karanlıklarda, dal,
Anlarım onca.

Bir bölü beş, bir bölü dokuz,
Bir bölü bin üç:
Ayrılık anlamların öylesine azar azar dağılır,
Ta doğudaki balık,
Duyar kokusunu
Ta batıdaki yoncanın.

Seslenir seni bana yakın uzak,
Yeryüzü mavisinden gökyüzü yeşiline,
Tutsak uluslar var ya geceler boyu
Onlar için
Yitik özgürlükler için,
Türkçe, haykırmak.

O süre yaradılış dar iken
Düz iken, yassı iken,
Daha’lar
Daha’lar
Daha’lar daha’lara karışmış,
Sınırsızlığın getirmiş yarınları.

Konuşamaz iken, o yusyuvarlakta,
Diyemez iken,
Artısı eksisi almış götürmüş
Toprağın bitkilerden arta kalan sağlığını
Sıcak uzun,
Bir kişiler geleceğine.

Seslenir seni bana bir duru su
İçinde masallar uygarlıklar saklayan,
Eski ozanlar kazımış ilk yazıları ilk anıtlara,
yankılanır
Alandan alana, uçsuz bucaksız,
Evrenden akınlarının uğultusu.

Ama bağışla beni, unutmuşum,
Yıldızını güneşini ayını, utanmadan.
Öyle köksüz günlerim gelmiş bozkır çadırlarından çırılçıplak,
Unutmuşum ana demesini bile,
Öykünmüşüm türküsünü ellerin,
Ağzıma bir kara düşmüş bağışla beni.

İşte andiçiyorum,
Bütün ölüler adına,
Bütün gençler, bütün doğacak çocuklar adına,
Varacağım deyişine gündüz gündüz,
Varacağım tanrıya dek,
Soluğumda soluğun.

Seslenir seni bana ‘ova’m, ‘dağ’ım,
Nere gitsem bulur beni arınmış.
Bir çağ ki akar ötelere,
Bir ak.. ki yüce atalar, bir al.. ki ulu oğullar,
Türkçem, benim ses bayrağım.

 

You may also like

Şərh yaz

Layihə haqqında

Sayt Azərbaycan Respublikasının Qeyri-Hökumət Təşkilatlarına Dövlət Dəstəyi Agentliyinin maliyyə yardımı ilə hazırlanmışdır.

Saytın məzmunu

Saytın məzmunu Dünya Gənc Türk Yazarlar Birliyinin cavabdehliyindədir, Azərbaycan Respublikasının Mədəniyyət Nazirliyinin mövqeyini əks etdirmir.

Bizim Yazı©2024 – Bütün hüquqları qorunur.