Ana səhifə BAŞ YAZI BURSA’DA YAPILAN TÜRKİYE ŞAİRLER ve ÂŞIKLAR ŞÖLENİ ÜZERİNE…

BURSA’DA YAPILAN TÜRKİYE ŞAİRLER ve ÂŞIKLAR ŞÖLENİ ÜZERİNE…

Müəllif: Bizim Yazı
542 baxış

Abdullah SATOĞLU – TÜRKİYE

Aralarında, mümtaz bilim adamı, yazar ve şairlerin de bulunduğu, bir topluluğa hitabetmenin, güçlüğünü biliyorum.

Çünkü;

İnsanlığın hem gözü, hem dilidir şairler
Zifirî gecelerin kandilidir şairler.
Açlıktan koksa da günbegün sıcak nefesi
Kuruyan dudakların sebilidir şairler!

dörtlüğünde görüldüğü, ya da Faruk Nafiz’in;

Varsın seni ömrünce azabın kolu sarsın
Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın!

mısralarında, hattâ Mehmed Emin Yurdakul’un;

Burak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et,
Unutma ki, şairleri haykırmayan bir millet
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir!

nidalarında ifadesini bulan şairlerimiz, toplumun gözü – kulağı olduğu gibi, aynı zamanda, duygu ve düşüncelerini, en açık ve âhenkli şekilde ifade eden, son derece cesur ve renkli kişilerdir.
Çünkü şairlerimiz, bir ülkede, yalnız iktisadî zenginlik ve varlığın, refah ve saadet için, bir ölçü olmadığının, moral ve mânevî değerlerden yoksun bir toplumun, daima huzursuzluğa dûçar olacağının idraki içinde, Türk milliyetçilik şuuruna, Türk tarihine, Türk medeniyetine, Türk âdet ve geleneklerine bağlı kalmasını bilmiştir…
Asırlardan beri, bir feyz kaynağı olan güzel yurdumuzun, dört bucağından yayılan mânâ ve ışık, büyük bir kültür birikimi oluşturarak, Türk-İslâm sentezi meydana getirmiş, o güçledir ki, zaman zaman husule gelen, inanç ve ideoloji fırtınaları karşısında, büyük çoğunluğu ile, kendini korumayı bilen halk şairlerimiz, hiçbir sarsıntı ve sapıklığa düşmemiş, cehalet ve taassuba şiddetle karşı çıkmıştır.
Biraz ihmal, biraz ilgisizlik, hattâ biraz da horlanmaktan dolayı, uzun yıllar unutulmaya yüz tutar gibi olan, millî edebiyatımızın önemli unsurlarından “halk şairleri geleneği”nin, özellikle Sayın Feyzi Halıcı’nın, 1960’lı yıllarda Konya’da başlattığı, (Türkiye Âşıklar Bayramı)ndan bu yana, bütün ülkemizde ve genellikle belediyeler ve derneklerin himmet ve gayretiyle, yeniden büyük bir canlılık gösterdiğini, sevinçle müşahede ediyoruz.
Çağımızın kültür düzeyi ve taze görüşlerle, zamanımıza uygun yeni bir âşık tarzının gelişme süreci içerisinde, usta ve çırak durumundaki halk şairlerimizin elinden tutarak, onların istenilen düzeyde yetiştirilmesi ve tanıtılması yolunda, ilgi ve lütuflarını esirgemeyen müteşebbis ve yöneticilere ve o arada, 5-6 Temmuz 2013’te, “Uluslararası Türkiye Aşıklar ve Şairler Şöleni”nin, 9.sunun düzenlendiği, güzel Bursa’mızın, mümtaz Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin Beyefendi’ye ve emeği geçen kardeşlerimize, şükranlarımızı sunuyoruz.
Bilindiği gibi, tarihlerin yazmadığı ya da yazamadığı, birçok siyasî ve sosyal olayları ve bilgileri, Türk edebiyatı ve kültürüne, fikir ve kalemiyle hizmet eden seçkin şahsiyetler zincirinin, bir kısım halkalarını teşkil eden halk şairlerimizin, şiir, destan ve türkülerinde bulmak, mümkün olagelmiştir…
Vaktiyle, Ermeni’lerin, Kayseri’nin Develi ilçesi civarındaki Haçin’i kuşatması sırasında, mahsur kalan binlerce Müslüman Türk’ü, nasıl kahpece katlettiklerini dile getiren, Develili Şehit Melek Hanım’ın, vefatından sonra bohçasından çıkan;

Âmir memur demiyerek
Hep bir ipe bağladılar.
Bekiroğlu Dede Ağa’yı
Demir ile dağladılar.

Meydan kazanı kurdular
Bebekleri kaynattılar.
Gün görmedik hanımları
Süngü ile oynattılar…

tarzındaki “Ağıt”, bu neviden belgelerin önemli bir örneği sayılabilir.
Millî benliğimizin belirtilmesinde, millî kültürün, dolayısıyla halk edebiyatı ve halk şairlerimizin, önemli bir yeri vardır.
Zaman olmuş, bu şairlerimiz, kendi aralarında atışmış, zaman olmuş Seyranî’nin yıllar önce söylediği;

Mahkeme meclisi icâd olduğu
Çeşme-i rüşvetin akmaklığından.
Kaza belâ ile âlem dolduğu
Kazların, kadıya uçmaklığından…

mısralarında görüldüğü gibi, devrin ileri gelen şahsiyetlerine, hatta hükümdârına kafa tutmuş, onları çoğu kez zarif, bazen de hakâretamiz ifadelerle, fakat tertemiz Türkçe ve sâde bir dille hicvetmişlerdir.
Biz burada, halk şairlerimizin, ciltlerle kitaba konu olacak şiirlerinden, örnekleri çoğaltmayı lüzumsuz addediyoruz.
Ancak, bir çeşni olmak üzere, Seyranî ile Revaî arasında geçen bir olayı naklederek, sözlerimi bitirmek istiyorum…
O XIX. yüzyıl şairleri arasında, büyük ün salan Develili Seyranî, Molulu Revaî’nin ismini ve ondan sık sık bahsedildiğini duydukça, rûhunda beliren kıskançlığın etkisiyle, Revaî’ye şöyle bir mektup göndermiş;
“İşittiğime nazaran, Molu’nun inekleri pek meşhurmuş. Bana öyle bir inek gönder ki, donu (rengi) sarı olmasın, siyah olmasın, boz olmasın, alaca olmasın…” diyerek, bütün inek renklerini sıralayıp, bunların dışında bir inek gönderilmesini istemiş…
Mektubu alan Revaî, bunda mutlaka bir maksat ve incelik bulunduğunu derhal kavramış ve Seyranî’ye şu cevabı yazmış;
“Mektubunuzu alır almaz, istediğiniz renkteki ineği buldum. Ancak, bunu size gönderecek mutemet bir kimse bulunmadığı cihetle, bizzat buraya kadar gelmekliğiniz gerekmektedir…Fakat, Pazartesi günü gelmeyin, Salı günü gelmeyin, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri de gelmeyin. Bunların dışında, hangi gün gelirseniz geliniz…”
Seyranî, bu cevap üzerine Revaî’nin boş adam olmadığına hükmederek, beklemiş beklemiş, bir “Bayram “ günü Molu’ya giderek, Revaî’yi bulmuş.
– Haydi bakalım Âşık, gel dedin geldim. Getir de görelim şu bizim için aldığın ineği!
Revaî düşünmüş;

– İyi ama, bugün Salı. Ben size Salı günü de gelmeyin, diye yazmıştım…
– Yok âşık, bugün Salı değil “Bayram”dır, diye Seyranî Revaî’ye çıkışınca, iş kızışmış… Ve oradan geçen herkese; “Bugün ne?” diye sormaya karar vermişler.

Fakat kime sorulmuşsa, hepsi de, günün özelliği dolayısıyla;

– Bugün Bayram! demiş ve böylece bahsi, usta şair Seyranî kazanmış…

İşte, böylesine zarif, nüktedan ve hazırcevap kimseler olarak, “Halk Şairi” geleneğini, aynı duygu ve hassasiyetle, günümüzde de yaşatan aziz şairlerimizi, gönülden kutluyor, onlara şefkat ve muhabbetle âğûşunu açan yöneticilerimizi, bir kere daha şükran ve saygıyla selâmlıyoruz…

(Qeyd: Çıxış bu il iyulun 6-dan 8-dək Türkiyənin Yldırım şəhərində (Bursa) düzənlənmiş IX Uluslararası Şairlər və Aşıqlar Şöləninin açılış törənində oxunub.)

You may also like

Şərh yaz

Layihə haqqında

Sayt Azərbaycan Respublikasının Qeyri-Hökumət Təşkilatlarına Dövlət Dəstəyi Agentliyinin maliyyə yardımı ilə hazırlanmışdır.

Saytın məzmunu

Saytın məzmunu Dünya Gənc Türk Yazarlar Birliyinin cavabdehliyindədir, Azərbaycan Respublikasının Mədəniyyət Nazirliyinin mövqeyini əks etdirmir.

Bizim Yazı©2024 – Bütün hüquqları qorunur.