Dr. Şemsettin KÜZECİ
5-11 Kasım 2012 tarihleri arasında tekrar Azerbaycan yollarına düştüm. İlk kez 2000 yılındaydı 10. Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Kurultayına katılarak gitmiştim. Azerbaycan sevgim. Bundan çok evvellere dayanır. Ortaokul birinci sınıftayken Sovyet Radyo Evininden Sinan Sait’in sesiyle Arapça bölümünü dinlerken başlamıştır. İlk mektubu yazıp Bakü’ye gönderdiğim yıl aldığım cevapta Samed Vurgun şiir kitabı ve Azerbaycan’ı tanıtan birkaç kartposkart gelmişti bana. O zamanlar dünyalar bana sanki. Çok çok sevinmiştim. Git zaman gel zaman Yurt gazetesinde yazdığım şiir ve yazılarım Azerbaycan edebiyatçılar tarafından okunduğunu ve bizleri de artık orada tanıdıklarını duydum. Bağdat’a gelen Azerbaycan heyetleri ile korkarak tanışıp gizlice görüşmeye başladım.
İlk tanışmam 1989 yılında idi. Bağdat’a Makamşinaz Hacı Baba, Neriman Veli, Kasım Kasımzade, Aybeniz Haşimova ve diğerleri gelmişti. Ben Musul Üniversitesinden yeni mezun olmuştum. Beni ve diğer edebiyatçı arkadaşlarımla rahmetli Abdüllatif Benderoğlu Bağdat’a çağırmıştı. Orda ilk defa Sinan Sait ile tanıştım. Ona Azerbaycan Radyosu Arapça bölümünü gönderdiğim mektuplardan bahsettim. Ve kendisiyle tanıştım. Azerbaycan dostlarımızla hasret giderdik. O gece Hacı Baba’nın Fuzuli’nin sözleriyle okuduğu makamlar ve “qarabağlı” usulleri bizi mest etmişti. Ayrıca, özü ve sesi güzel olan bir genç bayan ses sanatçısı okuduğu maniler o kadar güzel idi ki, tüm dinleyicilere duygusal anlar yaşattı ve hepimizi çok uzaklara götürdü. Öğrendim ki bu sanatçının adı Aybeniz’dir. Aman Allah’ım ne güzel isimdir dedi. Adı da özü kimi güzel bir sanatçı… Ben isem yeni nişanlı bir genç şair olarak içimden gelen oydu ki, ilk kızımın adını bu sanatçının adına koyacağım.
Gün gitti, gün geldi kızım oldu. Ben tüm şairlerin aksine, hani derler ya “şairler söylerler ama yapmazlar” ben tam tersine yaptım bile. Allah ban bir kız nasip etti. Ben de adını Aybeniz koydum. Ama Azerbaycanlı Aybeniz’i bir daha görmedim. O’nun adını canımdan bir parça olduğu için sanki o her an karşımda yaşıyormuş gibi idi. Burada ilk Azerbaycan ateşi, sevgisi kalbime girmişti.
Geldik, Gördük, Yazdık
Bu kısa girişten sonra bugün Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği’nin düzenlemiş olduğu “ geldik, gördük, yazdık” projesi çerçevesinde bir daha Azerbaycan’a geldiğimde, Azerbaycan’ı bap başka bir şekilde gördüm. Her bakımdan Azerbaycan gelişiyor. Medeniyet ve sosyal yönden gittikçe dünyaya ayak uydurmaktadır. Hele hele kongreler konusunda güzel Baki şehrine yeni bir unvan vermek yerinde olur o da “Kongreler şehri Bakü” olup ta dünyanın her yerinden Baki’de kongreler düzenleniyor. Baki’nin muhteşem güzelliğine, medeniyetine ve inkişafı ortaya çıkıyor. Baki’nin güzelliklerinin yanında yeni yapılmakta olan Köprüler, alt ve üst geçitler Bakinin güzelliğine güzellik katacaktır elbette… Bir de yeni dikilen binalar ve yapılan muhteşem oteller, turizm konusunda da bir cazibe noktası olmaya ilgi çekiyor… Gençlerin medeniyet soyunmaları, ilgi ve alakaların çoğalması şüphesiz ki, bu ülkeye ciddi bir şeklide başka bir ivme kazandırır. Bir toplumun geleceği gençlerine bağlıdır. Azerbaycan Devlet Başkanı genç olması hasebiyle de gençlerin daha ilgi gördüğünü öğrendik.
Gençler Fondu ve Azerbaycan
Azerbaycan Gençlik Bakanlığı ile Gençlik Fondu bu yıl yurtiçi ve yurt dışı STK’lere yardım ve teşvik ve destek olması globalleşmenin önemli ve büyük adımdır. Bugün bu yardımı alan kuruluşlar her yerden gençleri ve aydınları Azerbaycan’da topluyor, Azerbaycan halkı ile tanış ediyor. Azerbaycan gerçeklerini onlara tanıtarak, geleceğe yönelik varlıkları yolunda emin adımlar atmaktadırlar. Bu teşvikin sürdürülmesi ve daha yararlı işler, yeni projeler, Türk dünyası ile iç içe olma yolunda elbette Türk Birliğine doğru gidilecektir…
Dağlık Qarabağ Gerçeği
DGTYB’nin “geldik, gördük, yazdıq” projesine “Qarabağ Gerçeği” tüm çıplaklıklarıyla ele alınıp masaya yatırıldı. Onun yanında Tovus, Qebele, Quba’daki soykırımlar Ermeni vahşetini gözler önüne seriyor. Hele hele Hocalı Katliamı, tarihin en kara lekesi olarak nitelendirilmiştir. 13 Ülkeden 18 gazeteci-yazar ve aydının “geldik, gördük, yazdıq” projesine katılması ve Azerbaycan’da Qarabağ, Quba ve Hocalı katliamlar ve soykırımları kendi gözleriyle görmeleri bu projenin ne kadar önemli olduğu bir gerçektir. Bugün dünya’da enformasyon ve İletişim için batılı ülkeler devlet bütçelerine milyarlarla dolar harcamaktadır. Türk dünyasının kalbi sayılan can Azerbaycan devleti destek verdiği bu projelerle gösteriri ki, dünya devletleri arasında yarışmaktadır. Genç nesli ve genç kadrosu genç milletvekilleri bu yolda daha da geni perspektiften bakarak çaba harcamalarına eminiz.
Bu uğurda önce Azerbaycan devletine ve DGTYB’nin genel başkanı Ekber Qoşalı kardeşim, değerli ekibine, ona destek olan ve onu yalnız bırakmayan başta genç ve aktif olan Bayan Milletvekili Qanire Paşayeva’ya Türk dünyası gazetecileri ve aydınları adına teşekkür ederiz. Bundan sonra da bu gibi çalışmalara başarılı olacaklarına inanıyorum.
//www.kerkukgazetesi.com